Ebru AKGÜN ÖZET
Türk Ticaret Hukukuna göre tüzel kişi olan şirketlerin ve bünyesini oluşturan ortakların birbirinden bağımsız mal varlıkları ve kişilikleri mevcuttur. Bu sebeple farklı tüzel kişilikleri bulunan yavru/kardeş şirketler ve asıl şirketlerin birbirlerinin borçlarından doğan sorumluluğu bulunamaz. Buna ortak ve üyelerin birbirlerine karşılıksız sorumluluğu da dâhildir. Ancak hukuk sisteminde her kural ve ilkede olduğu gibi bunun da istisnası vardır. Bu istisna çalışmamızın konusunu oluşturan tüzel kişiliğin perdesinin aralanması [1](TKPA) ilkesidir. Çalışmamızda tüzel kişiliğin perdesinin aralanmasının tanımı, aralama yöntemleri ve (TKPA)’nın Yargıtay kararlarındaki yeri noktaları incelenmiştir.
ABSTRACT
Regarding Turkish Commercial Law, the elements that make up the legal entity have different assets and personalities. For this reason, subsidiary/sibling companies and parent companies with different legal entities and cannot be responsible for each other's debts. This includes the mutual liability of company partners and members to each other. However, as with every rule and principle in the legal system, there are exceptions to the principle of separation. This exception is the title of unveiling the legal entity (called TKPA in Turkish), which is the subject of our article. In the article, the definition of the curtain of the legal entity, the methods of thinning and the jurisdiction of the (TKPA) their place in the decisions will be examined.
GİRİŞ Tüzel kişiler, tek başına bağımsız varlığı olan ve belli bir amaca tahsis edilmiş mal toplulukları ile yine belli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş bağımsız varlığa sahip kişi topluluklarından oluşur. [2] Tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesi ise bu bağımsızlık durumuna istisna olarak tüzel kişiden alacaklı olan üçüncü kişilerin Anglosakson hukuk sisteminin bünyesinden çıkan bir kavramdır. Anglosakson hukuku farazi kişilik teorisini kabul etmektedir. Bu teoriye göre hak sahipliği ve borç altına girebilme durumu sadece gerçek kişilere aittir. Sadece hakkın birden fazla kişiye ait olması durumunda yapay varlıkların da hak sahibi olabileceği kabul edilmiştir. Bu ihtiyacın karşılanması amacıyla yapay varlık olan tüzel kişilik kavramı oluşturulmuş ve kişilik tanınmıştır. Gerçek kişilik teorisinden etkilenen ve ayrılık ilkesine[3] sıkı sıkıya bağlı Türk hukukunda uygulaması geniş alan kapsar.[4] Türk Hukukunda TKPA hakkında özel bir kanun düzenlemesi bulunmamaktadır. Öğretide bu noktada birkaç teori üretilmiştir. Bu teorilerden biri kötüye kullanma teorisidir. Bu teori tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını, tüzel kişiliğin dürüstlük ve güven kurallarına aykırı olarak kullanılmasına bağlar ve kendi içinde sübjektif ve objektif olmak üzere ikiye ayrılır. Sübjektif teoriye göre tüzel kişilik, kasten kötüye kullanıldığı halde üçüncü kişileri zarara sokmuşsa ortadan kalkar.[5] Objektif teori ise perdenin kaldırılması için kötü niyet kastı aramamış objektif unsurların varlığını yeterli bulmuştur.[6] Türk ve İsviçre Hukukunda sübjektif teori baskındır. Türk öğretisinde bu teorinin temeli Türk Medeni Kanunu md. 2 olarak kabul edilmiştir. Bunun hakkın kötüye kullanımı ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiği benimsenmiştir. Sınırlı sorumluluk rejiminin tüzel kişi bakımından ihlal edilmesi halinde TMK md. 2 hükümlerine aykırı davranıldığı ve tüzel kişilik perdesinin aralandığı kabul edilir. Öğretideki bu durum yargı kararları tarafından da benimsenmiştir. Perde aralama yöntemleri sorumlu tutulacak kişi ve sorumluluk şekline göre farklı başlıklara ayrılarak incelenmektedir. Konunun başka bir başlığını oluşturan organik bağlar, kapsamı itibariyle geniş bir yer tuttuğu için tüm detaylarıyla değinilmeyecek olup sadece kısaca bahsedilecektir. Özet kısmında da belirtildiği üzere çalışmamızda sadece tüzel kişiliğin perdesinin aralanmasının tanımı, aralama yöntemleri ve (TKPA)’nın Yargıtay kararındaki yeri noktalarına kısaca değinilecektir.
I. ORGANİK BAĞ KAVRAMI Organik bağ, tüzel kişiye karşı yapılan alacak takibinde, asıl borçlu şirket ile onunla hukuki bir bağı ve ilişkisi olan şirkete karşı da takip yapılmasını sağlayan hukuki bir yoldur.[7] Organik bağ çoğunlukla iş hukuku, şirketler hukuku ve icra iflas hukuku alanlarında yer verilen bir yargısal terim olarak karşımıza çıkmaktadır. Tasarrufun iptali, muvazaa, istihkak iddialarına dayalı davalarda borçlu ve üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunması halinde kötü niyetli ve muvazaa olan bir devrin yapıldığı esas alınmaktadır.[8] Yargıtay kararlarında TKPA teorisinin uygulanabileceği alanlardan biri olarak organik bağ kabul edilmiş olup iki tanım da birleştirilerek uygulanmaktadır. Bu kararlarda öğretide teori için öngörülen şartlar aranmamakta, hakkın kötüye kullanımı ve organik bağ varlığına dikkat edilmektedir.[9]
II. PERDE ARALAMA YÖNTEMLERİ Perde aralama yöntemleri temelde düz aralanama, ters aralanma ve çapraz aralanma olmak üzere üç başlık altında incelenir.
A. Perdenin Düz (Doğrudan) Aralanması TKPA kavramından çıkarılan ilk anlam düz (doğrudan) aralanmasıdır.[10] Düz kaldırma hali alacaklıların, perdenin aralanmasını sorumluluktan kurtulmak için kötü niyetle kullanan gerçek ya da tüzel kişiliğe sahip hâkim veya tek ortağa başvurabilmeleri anlamına gelmektedir. Türk hukukunda uygulama alanlarında da kabul edilen bir yöntemdir.[11]
B. Perdenin Ters (Dolaylı) Aralanması Ters aralanma yöntemi, ortağın bağımsız şahsi borcundan kaynaklı olarak şirketin de tıpkı kendi mal varlığından kaynaklıymış gibi bu borçtan bizzat sorumlu tutulmasıdır. Borçlu olan ortağın tüzel kişi şirket olması durumunda bu şirketin iştiraki olan diğer şirketin malvarlığına başvurulması sonucu doğabilir.[12] Şirket malvarlığının kendi alacaklılarına teminat teşkil etmesinden kaynaklı olarak Türk yargı uygulamasında benimsenen bir yöntem değildir.
C. Perdenin Çapraz Aralanması Çapraz kaldırma ise aynı bir şirketler topluluğunda hâkim şirket bünyesinde bulunan yavru şirketlerin topluluk ilişkilerini kötüye kullanımında gerçekleşir.[13] Bu yavru şirketlerin aynı hâkim şirketin iktisadi işlerini yürütürken hukuki açıdan birbirinden bağımsız fakat hâkim şirketin, birbirini tamamlayıcı nitelikteki faaliyetlerini gerçekleştiriyor olmaları gerekir.[14] Holding sistemiyle çalışan şirketler için de perdenin çapraz aralanması kabul edilebilir. Bir başka anlatımla alacaklı öncelikli olarak arasında borç ilişkisi bulunan yavru şirketin hâkim şirketine başvurur bu noktada borçlu şirketle hâkim şirket arasında ilk perde aralanması gerçekleşir. Hâkim şirketten de bünyesindeki diğer şirkete gidilebilmesi de çapraz aralanmanın son kısmını oluşturur. Düz ve ters aralanma yöntemleri gerçek kişi ortak ile şirket arasındaki sorumluluk ilişkisi veya şirketler arasında bulunan dikey sorumluluk yüklemesiyle ilgilidir. Fakat perdenin çapraz aralanmasında ise bu sorumluluk hali yavru şirketler bünyesinde gerçekleşmektedir.[15] Perdenin çapraz kaldırılmasıyla sorumlu tutulan kardeş şirketlerin ortakları da mal varlıklarıyla sorumlu tutulabilir.[16] Yargıtay da kararlarında yavru şirketler arasında perdenin çapraz kaldırılması uygulamasını kabul etmiştir.[17] Ancak Alman hukukunda henüz perdenin çapraz kaldırılması konusunda uygulamada bir fikir birliğine varılamamıştır.[18]
D. Perdenin Katmerli Kaldırılması[19] Perdenin katmerli kaldırımı ise öğretiye yeni kazandırılan bir terimdir. Tüzel kişilik perdesinin kademeli olarak aynı anda düz ve çapraz şekillerde kaldırıldığı haller için katmerli kaldırılma terimi kullanılır. Perdenin katmerli kaldırılmasını somutlaştıracak olursak; borçlu şirket için öncelikle perde çapraz aralanarak şartları sağlanan kardeşin sorumluluğuna gidilir, sonrasında kardeş şirket tarafından da düz aralanma yapılarak hâkim ortağın sorumlu tutulmasıyla katmerli aralama tamamlanmış olur. [20]
III. TÜZEL KİŞİLİĞİN PERDESİNİN KALDIRILMASI TEORİSİNİN YARGITAY KARARLARINDAKİ YERİ Yargıtay’ın TKPA teorisine olan yaklaşımı Türk doktrininde kabul edilen görüşlerle birlik içerisindedir. Gerek TKPA’nın ayrılma yöntemleri gerekse organik bağ ile ilgili olan öğreti görüşlerine Yargıtay kararlarında yer vermiştir. TKPA kanunda düzenlenmiş bir konu olmadığından, alacaklıların uğradığı zarara bilerek ve isteyerek sebebiyet veren kişinin hakkın kötüye kullanımı ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiği kabul edilir.[21] Yargıtay’ın da bu konuda istikrarlı bir görüşü bulunmaktadır.[22] Ayrıca kararların bazılarında kanuna karşı hile, muvazaa gibi terimlerin de kullanıldığı görülmektedir. Fakat bu kavramlar hakkın kötüye kullanımı ve dürüstlük kuralının ihlali başlığında değerlendirilmemektedir. [23] Yargıtay her ne kadar öğretiyle paralel ilerleyip şirket alacaklısı veya zarara uğrayan üçüncü kişinin hakkını korumayı gözetse de ispat bakımından sıkı arayışları vardır. Perdenin aralanması konusunda olayın mevcudiyeti somut ve gerçekçi delillere dayanan sıkı ispat aramaktadır.[24] Bir başka deyişle alacaklı şirket veya üçüncü kişinin zararına bilerek hareket edildiği, kötü niyet ve hakkın kötüye kullanımı şartının gerçekleştiği, zarar uğrayan tarafça somut olarak ispat edilmelidir. Bu konudaki en tipik Yargıtay kararı örneği ise piyasadan para toplanmasına ilişkin davalardır. [25]
SONUÇ Tüzel kişiliğin perdesinin aralanması, Türk Ticaret Hukukunca kabul edilen ayrılık ilkesinin bir istisnasını oluşturmaktadır. Bu istisna öğretinin yanı sıra uygulamada da kendine yer edinmiştir. Bu konuda birçok farklı aralanma yöntemi fikri geliştirilmiş ve mevcut durumda bu hususta çeşitli yeni fikirlerin de ortaya çıkabileceği görülmektedir. Perdenin aralanmasına gidebilmek için hâkim veya yavru şirket varlığının yanı sıra organik bağın varlığı da kabul edilmiştir. Teoriyi oluşturan kanuni dayanak ise TMK md. 2’dir. Madde hükmü gereği perdenin aralanmasına gidebilmek için kötü niyet ve hakkın kötüye kullanılması şartları temel olarak aranmıştır. Aralanmanın ispatı ise yargı nezdinde kesin şartlara bağlanmıştır. Ancak kanaatimizce kötü niyet ve hakkın kötüye kullanılması durumu oldukça geniş kapsamlı yorumlanabilecek soyut ve açıkça ifade edilmeyen şartlardır. Buna rağmen Yargıtay’ın kesin ispat arayışı geniş kapsamlı ve soyut bir kavram bakımından hakkın tecellisini zorlaştırıp çelişkiye neden olmaktadır. Kaldı ki perde aralama yöntemi ana kural olan ayrılık ilkesinin istisnasıdır ve hukuki yorum kuralları gereği de istisnalar dar yorumlanmak zorundadır. Ancak TMK madde 2’nin bu noktada sınırlarının çizilmemesi ve somut olarak teoriye uygulanmaması istisnanın geniş yorumlanması anlamına gelmektedir.
[1] Poroy, Reha, (Tekinalp, Ü./Çamoğlu, E.): Ortaklıklar Hukuku-Adi Ortaklık, Ticaret Ortaklıkları ve Kooperatifler, İstanbul, 1972, s. 70. [2] Oğuzman, Kemal / Seliçi, Özer / Saibe Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), Filiz Kitabevi, İstanbul, 2012, s. 240. [3] Yılmaz, Asuman, Türk, İsviçre ve Alman Hukuklarında Şirketler Topluluğuna Güvenden Doğan Sorumluluk, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2010, s. 150. [4] Oğuzman, Kemal / Seliçi, Özer / Saibe Oktay-Özdemir, s. 287. [5] Dural, Mustafa, “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması (Ya Da Tüzel Kişinin Tabanına Başvurulması)”, Sermaye Piyasası Kurulu 15. Yıl Sempozyumu, Ankara, 1998, s. 97 vd. [6] Yanlı, Veliye, Anonim Ortaklıklarda Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması ve Pay Sahiplerinin Ortaklık Alacaklılarına Karşı Sorumlu Kılınması, Beta Yayınları, İstanbul, 2000, s. 56-57. [7] Ulucan, Devrim, “İş Hukukunda Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 74, 2016, s. 3. [8] Şahin Ayşe, “Yargı Kararlarında Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Yoluyla İlişkili Şirketin Sorumlu Kılınması”, Legal Hukuk Dergisi, C. 20, S. 233, 2022, s. 1614. [9] Akıncı, Şahin, “Alacaklılardan Mal Kaçırmak İçin Kurulan Yeni Şirkete Müracaat İmkânı Bakımından; Muvazaa, Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması ile Organik Bağ Kavramlarının Elverişliliği ve Yargıtay Uygulamaları”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 27, S. 3, 2019, s. 673-674. [10] Weber, Rolf H. Schweizerisches Privatrecht, Zweiter Band Einleitung und Personenrecht, Vierter Teilband Juristische Personen, Basel 1998, s. 192. [11] Yargıtay 9. HD, T. 04.07.2008, E. 2008/12981, K. 2008/18875 (www.legalbank.net); Yargıtay 23. HD, T. 11.10.2012, E. 2012/4160, K. 2012/5938 (www.legalbank.net); Yargıtay 11. HD, 2384/2653, 04.04.2019 (www.lexpera.com.tr). [12] Şahin, s. 1616. [13] Çamoğlu, Ersin, “Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması”, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 11. [14] Ulucan, s. 5. [15] Şahin, s. 1617. [16] Öztek, Selçuk / Memiş Tekin, “Şirketler Hukuku ve İcra İflas Hukuku İlkeleri Karşısında Borçlu Şirketin Alacaklılarının Hâkim Ortağa Karşı Korunması” Erol Ulusoy (ed) I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu Bildirimler Kitabı, Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2008, s. 210. [17] Yargıtay 11.HD, 7271/15583, 15.10.2014; Yargıtay 11.HD, 2783/8018, 10.06.2015; Yargıtay HGK, 808/504, 01.07.2020; Yargıtay HGK, 94/358, 06.09.2020 [18] Yanlı, s. 40. [19] Şahin, s. 1617. [20] Yargıtay HGK, 808/504, 01.07.2020, N 29. [21] Kaya, Barış, “Perdenin Kaldırılması Kuramının Uygulamadaki Seyri”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 12, Özel Sayı, 2022, s. 485. [22] Yargıtay 19. HD, 15.05.2006, 8774/5232; Yargıtay 23. HD, 19.06.2012, 3083/4296; Yargıtay 23. HD, 26.09.2012, 4542/5447. [23] Yargıtay HGK, 09.06.2020, 94/358; Yargıtay HGK, 09.06.2019, 808/504; Yargıtay 3. HD, 03.12.2019, 593/9655. [24] Kaya, s. 488. [25] Yargıtay 11. HD, 25.02.2015, 17873/2556; Yargıtay 11. HD, 17.03.2015, 5717/3688; Yargıtay 11. HD, 09.09.2014, 9881/13459; Yargıtay 11. HD, 25.02.2015, 17873/2556; Yargıtay 11. HD, 14.03.2014, 14463/4973.
KAYNAKÇA
Akıncı, Şahin, “Alacaklılardan Mal Kaçırmak İçin Kurulan Yeni Şirkete Müracaat İmkânı Bakımından; Muvazaa, Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması ile Organik Bağ Kavramlarının Elverişliliği ve Yargıtay Uygulamaları”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 27, S. 3, 2019, s. 651-678.
Çamoğlu, Ersin, “Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması”, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 5-17.
Dural, Mustafa, “Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması (Ya Da Tüzel Kişinin Tabanına Başvurulması)”, Sermaye Piyasası Kurulu 15. Yıl Sempozyumu, Ankara, 1998, s. 97-107.
Kaya, Barış, “Perdenin Kaldırılması Kuramının Uygulamadaki Seyri”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 12, Özel Sayı, 2022, s. 482-493.
Oğuzman, Kemal / Seliçi Özer / Saibe Oktay-Özdemir, Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel Kişiler), Filiz Kitabevi, İstanbul, 2012.
Öztek, Selçuk / Memiş Tekin, “Şirketler Hukuku ve İcra İflas Hukuku İlkeleri Karşısında Borçlu Şirketin Alacaklılarının Hâkim Ortağa Karşı Korunması” Erol Ulusoy (ed) I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu Bildirimler Kitabı, Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2008.
Poroy, Reha, (Tekinalp, Ü./Çamoğlu, E.): Ortaklıklar Hukuku-Adi Ortaklık, Ticaret Ortaklıkları ve Kooperatifler, İstanbul, 1972.
Şahin Ayşe, “Yargı Kararlarında Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması Yoluyla İlişkili Şirketin Sorumlu Kılınması”, Legal Hukuk Dergisi, C. 20, S. 233, 2022, s. 1603-1661.
Ulucan, Devrim, “İş Hukukunda Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 74, 2016, s. 757-764.
Yanlı, Veliye, Anonim Ortaklıklarda Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması ve Pay Sahiplerinin Ortaklık Alacaklılarına Karşı Sorumlu Kılınması, Beta Yayınları, İstanbul, 2000.
Weber, Rolf H., Schweizerisches Privatrecht, Zweiter Band Einleitung und Personenrecht, Vierter Teilband Juristische Personen, Basel, 1998.
Comments